27 Nisan 2010 Salı

Testosteron ve Mert Fırat

Her şey “Başka Dilde Aşk”ı izledikten sonra oldu. Filmi çok beğenmiştim ama filmden çok Mert Fırat’ın sağır ve dilsiz bir adamı oynamasından çok ama çok etkilenmiştim. Az buçuk oyunculuk kursu aldığımdan bunun aslında ne kadar zor bir iş olduğunu kavrayabiliyorum artık.

Sonra onu araştırdım Ankara Üniversitesi Tiyatro bölümünden mezun olduğunu öğrendim ama öncesinden yurtdışı deneyimi olmuş bi adam, azimli, geç kaldığını düşünmeden Tiyatro bölümüne girmiş ve aynı zamanda Ankara Devlet Tiyatrolarında sözleşmeli personel olarak başrollerde oynamış. Şu an kapalı çarşı isimli dizide Arda karakterini oynuyor, filmden önce bilmiyordum oynadığını ama filmden sonra onu da ucundan kıyısından takip etmeye başladım. Öncelikle şunu söyleyeyim, gözlerinden çocuk bakan insanlara bayılırım. İşte Mert Fırat’ında gözlerinden haşarı bir çocuk bakıyor ve bu farkı oyunculuğuna çok iyi yansıtıyor, bir yan bakışıyla birçok şeyi anlatabiliyor.

Bu araştırmalarım devam ederken Mert Fırat’ın İstanbul’da bir oyunda oynadığını öğrendim. Mayıs ayında da oynuyor oyun. Ben de bahar da İstanbul’da olmaya bayılırım, o zaman neden İstanbul’a gitmiyorum dedim. Liseden çok yakın arkadaşımı da ayarttım -ki kendisi İstanbul’da yaşıyor- ona da bilet aldım, otobüs biletlerimi de aldım, 8 Mayıs’ta İstanbul’dayım ve Mert Fırat’la birlikte Metin COŞKUN, Onur ÜNSAL, Emre KARAYEL, Timur ACAR, İnan Ulaş TORUN ve Tuna KIRLI’nın oynadığı oyunu izliycem. Sırf Mert Fırat için izlerim diyodum ama bir baktım izlemekten zevk aldığım bi sürü adam da bu oyunda oynuyo, yani bir taşta bi sürü kuş(!) vurucam.:)

Oyunun ismi Testosteron, Haluk Bilginer’in kurduğu Oyun Atölyesi oyuncuları tarafından sahneye konmuş. İşin içinde Haluk Bilginer ismi geçince bende beklenti hafif yükseldi bakalım hayalkırıklığına uğrayacak mıyım?

Oyunun kısa tanımı şöyleymiş;

“Bir nikah töreni. Nikahın en önemli anı. Geline soruluyor: Kocalığa kabul ediyor musun? Gelinin yanıtı: HAYIR! Ve gelin, davetliler arasından birini işaret eder. Bu işaret “erkekçe kapışma”nın da başlama işareti olur. Kafalar, burunlar kırılır, gözler çıkar.

2. raunt düğün yemeği yenilecek restorantta devam eder. Büyük hesaplaşmanın görüleceği restorantta bir araya gelen (kimi zorla gelir) 7 erkek “HAYIR” olayını aydınlatmaya çalışırlar.

Testosteron oyunu, bu nikah ve onun bozulması üzerinden değişik mesleklerden (mikrobiyolog, kuş bilimci, baterist, gazeteci, avukat, garson ve baba) 7 erkeğin cinselliğe, kadına, doğaya “ERKEKÇE” bakışlarını sergiler. Tabii ki bu “ERKEKÇE” bakışın ürettiği şiddet ve ayrımcı dille seyirciyi karşı karşıya bırakarak.”

Oyun hakkındaki yorumları Ekşi Sözlükten ve http://www.oyunatolyesi.com/ ‘dan okudum. Bazı yorumlar çok iyi derken bazıları oyunun gereğinden fazla cinsel öğe taşıdığını ve bu yüzden rahatsız olduklarını yazmışlar. Bakalım benim yorumum nasıl olacak? Buradan sizinle paylaşırım.

Eğer siz de Oyun Atölye’sinin oyunlarını takip etmek isterseniz http://www.oyunatolyesi.com adresine girin derim.

Çok heyecanlı, gelsin hemen 8 Mayıs!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder