29 Ağustos 2010 Pazar

Aylak Adam'dan bir alıntı... Tutamak sorunu...

Uzun zamandır içimde bir sıkıntı vardı, soranlara kendimi savrulan bir kuru yaprak gibi hissediyorum, yolumu bulamıyorum diyordum. Kendime bir yol çizmeye çalışmanın karmaşık sıkıntısını çektiğimi düşünüyordum. Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ını okurken sıkıntımın adını buldum: "Tutamak Sorunu". Sıkıntım ancak bu kadar güzel tanımlanabilirdi... Sanırım bu yüzden kitapları seviyorum, tanımlayamadığım terimlerime cevap oldukları için...


"Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bişey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi,
 en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü farketmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "-Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!"
C.
Yusuf Atılgan
Aylak Adam
YKY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder